PSİKOLOJİ VE MÜSLÜMAN BİLİM ADAMLARI
- Mehmet Emin Akkaya
- 27 Ara 2020
- 2 dakikada okunur
Müslüman bilim adamları tarafından insan doğasının betimlenmesi üzerine yazılmış literatür, milattan sonra 750 yılına kadar inmekte ve bu süreci 1200 yılına kadar da götürmektedir. Kindî, yazmış olduğu Uyku ve Rüyalar Üzerine / On Sleep and Dreams, Felsefe-i Ûla / First Philosophy ve Üzüntünün Ortadan Kaldırılması / The Eradication of Sorrow‘ adlı eserlerinde, depresyonla başa çıkmada bilişsel stratejilerin kullanılmasına yer vermiştir. Öte yandan Taberi ise, Hikmet Bahçesi / Firdaus al Hikmah‘ adlı eserindeki çocuk gelişimi alanında yapmış olduğu açıklamalarla öncü olmuştur. Yine konuyla ilgili Fârâbi‘nin sosyal psikoloji üzerine analizlerde bulunduğu Örnek Şehir / Model City‘ adında tanınmış bir eseri vardır. Ayrıca İbn-i Sinâ da, meşhur Şifa / Al-Shifa‘ adlı eserinde zihin, zihnin varlığı, zihin-beden ilişkisi, duyu, algı ve diğer konuyla ilgili kavramları tartışmıştır. Yine İbn-i Sinâ, adı geçen bu eserinde bedensel hastalıklarla ilgili bazı psikolojik açıklamalar da yapmıştır. Bunun yanı sıra psikolojik araştırmalarını fiziğe dayandıran bir diğer İslâm bilgini İbn-i Bâcce ise, zekayı, insanın en önemli yeteneği olarak açıklamış ve duyumlar ile imgelemeler üzerine pek çok deneme yazmıştır. Yine bir başka İslâm bilgini olan İbn-i Tûfeyl ise, insanın Kur‘an ve Sünnetin yardımıyla mutlak doğruya ulaşabilecek yetilere sahip olduğuna işaret ettiği Hayy bin Yakzan / Hayy bin Yaqzan‘ adlı çalışmasında, kendine özgü bir insan tasarımı ortaya koymuştur. Öte yandan insan doğasını daha ayrıntılı bir şekilde inceleyen Gazâli ise, bireydeki psikolojik fenomenlerin benlikten kaynaklandığını vurgulamıştır. O, konuyla ilgili çalışmasında kalp/heart, ruh/soul, arzu/desire ve zihin/intellect olmak üzere bu dört kavramı kullanarak benliğin doğasını ayrıntılı bir şekilde betimlemiştir. Dolayısıyla Gazâli‘nin araştırması, motivasyondan duygu ve hislerin duyumuna; psiko-patolojiden bireyin toplum içindeki davranışlarına kadar hemen hemen psikolojinin tüm temel araştırma konularını kapsamaktadır.
Öte yandan psikolojinin uygulamalı alanında ise Yahya ibn-i Miskeveyh, Ebu Zeyd Hûneyn ve İshak bin İmran gibi İslâm bilginleri de, psikoterapinin yararlarına faydalarına değinerek melankoli üzerine bazı monografiler kaleme almışlardır. Yine Ebu Bekir Muhammed ibn-i Zekeriya el-Râzi de Kitab‘ul-Hâvi / Kitab al-Hawi‘ isimli eserinde, melankolinin farklı tipleri, hipokondri/hastalık hastalığı, mizacın kişilik üzerindeki etkileri, uyuşukluk/zihin tembelliği, delilik/junun, şizofreni/hadhayan, uykusuzluğun değişik formları ile zihinsel karmaşa/iqtitlat ve hezeyan gibi konuları ele almıştır. Değişik hastalık nedenlerini ve belirtilerini ayrıntısıyla açıklayan Râzi, bu rahatsızlıkların tedavi yöntemlerini de anlatmıştır. Öyle ki bunun için Nefsin İlacı / İlaj al-Nafsani‘ kavramını da kullanmıştır. Yine bir diğer İslâm bilgini olan Ebu‘l Hasan Ali ibn-i Abbas el-Mecusi de, iki kez latinceye çevrilen Kitab‘u-l Malaki / Kitab al-Malaki‘ adlı eserinde uykuyla ilgili hastalıklar ile bellek kaybı ve koma gibi konulardan söz etmiştir. Ayrıca O, konuyla ilgili yaptığı çalışmalarda, sıcak ve soğuk menenjit, baş dönmesi ve epilepsi ile sevgi hastalığını birbirinden ayırmıştır. Öte yandan Ebu Bekir Râbi de, Tıbbın Öğrencileri / Al Muta‘allimuna fi al-Tibb‘ adlıeserinde sinirlerin bölümleri, beynin yapısı ile formları ve fonksiyonları, beyin rahatsızlıklarının belirtileri ile duygusal, cinsel ve uykuyla ilgili rahatsızlıklarla ilgilenen psikologlardan bahsetmiştir. Yine bir diğer İslâm bilgini el-Belhi ise kaygı, depresyon, öfke, panik ve obsesyon/saplantı gibi rahatsızlıkları tedavi etmede rasyonel ve bilişsel terapiler hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir.
Not: Son yıllarda, insan davranışının psikolojik açıklamalarına ilişkin olarak müslüman bilim adamları tarafından yapılmış literatür bulmak oldukça zordur.
Kaynaklar: İslâmî Bir Perspektiften Psikoloji ve Din Arasındaki İlişki ve Bütünleşme Amber HAQUE Çev. Mustafa KOÇ, ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİİLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİCilt: 20, Sayı: 1, 2011s. 227-258
Comments