Türkiye’de En Sık Görülen Psikolojik Rahatsızlıklar

Psikolojik rahatsızlıklar, bireylerin duygusal, düşünsel ve davranışsal süreçlerini olumsuz etkileyen ciddi sağlık sorunlarıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, dünya genelinde her dört kişiden biri yaşamlarının bir döneminde ruhsal bir rahatsızlık geçirme riskiyle karşı karşıya.

Aynı zamanda pandemi sonrasında her dört kişiden ikisi ya bağımlılıkla mücadele ediyor ya da psikolojik zorlanma yaşıyor. İzolasyon, belirsizlik, ekonomik zorluklar ve sosyal destek eksikliği gibi faktörler, bireylerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyerek bu sorunların artışına neden olmuştur. Bu durum, ruhsal sağlığın toplumsal düzeyde ele alınmasının ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Türkiye’de de benzer bir tablo mevcuttur; en sık karşılaşılan psikolojik rahatsızlıklar arasında depresyon, anksiyete bozuklukları bulunuyor.

Türkiye’de Depresyon

Depresyon en sık görülen psikolojik rahatsızlıklardan (Psikiyatristlerin deyimiyle, psikiyatrik hastalıkların içinde en sık görülenlerinden biri.) Uzun süreli üzüntü, çökkünlük hali, hayattan zevk alamama, ilgi ve motivasyon kaybı, umutsuzluk gibi belirtilerle kendini gösteren ciddi bir duygu durum bozukluğudur. Türkiye’de depresyon vakalarının oranı her geçen gün artış göstermektedir. Bu artışın altında yatan en önemli nedenler arasında ekonomik belirsizlikler, çevresel faktörler, hızlı şehirleşme, teknolojinin yaşam üzerindeki etkileri ve sosyal dönüşümler yer almaktadır. İnsanların maruz kaldığı işsizlik, geçim sıkıntısı, aile içi problemler ve yalnızlaşma gibi sorunlar depresyonu tetikleyen başlıca etkenlerdir. Aynı zamanda toplumsal beklentilerin artması, bireylerin üzerindeki baskıyı artırmakta ve bu durum, psikolojik rahatsızlıkların yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır. Uzmanlar, ülkemizde her geçen gün daha fazla kişinin depresyon belirtileri gösterdiğini ve bu durumun hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurgulamaktadır. Bu nedenle depresyonun erken fark edilmesi, bireylerin profesyonel destek alması ve çevresel koşulların iyileştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Depresyon hakkında daha detaylı bilgi için tıklayın.

Türkiye’de Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete bozuklukları arasında yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk ve sosyal fobi en sık karşılaşılan türlerdir. Yaygın anksiyete bozukluğu, bireyin sürekli bir kaygı hali içinde olmasıyla karakterizedir. Bu kişiler, genellikle hayatlarının birçok alanıyla ilgili aşırı endişe duyabilir, küçük sorunları bile felaket olarak algılayabilir. Panik bozukluk, ani ve yoğun korku nöbetleriyle kendini gösterir; bu nöbetler sırasında kişi nefes almakta zorlanabilir, kalp çarpıntısı hissedebilir ve hatta ölüm korkusu yaşayabilir panik bozukluk en zorlayıcı rahatsızlıklardan biri. Özellikle ilk deneyim de. Sosyal fobi, bireyin toplumsal ortamlarda yoğun bir kaygı hissetmesiyle ortaya çıkar ve bu durum, kişinin sosyal yaşamını ve iş hayatını olumsuz etkileyebilir.

Dünya Sağlık Örgütü Verilerine Göre Psikolojik Rahatsızlıklar

DSÖ verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 450 milyon kişi ruhsal rahatsızlıklarla mücadele etmektedir. Depresyon ve anksiyete bozuklukları, en yaygın görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almakta ve küresel hastalık yükünün önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bununla beraber destek alan kişi sayısı oldukça düşüktür. Bunun en önemli sebeplerinden birinin desteğe ulaşmanın zor olması. 

Sonuç Olarak psikolojik rahatsızlıklar, bireylerin yaşam kalitesini düşüren ve toplum üzerinde önemli bir yük oluşturan sağlık sorunlarıdır. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle bu rahatsızlıkların etkileri azaltılabilir. Bu nedenle, belirtilerin farkında olmak ve gerektiğinde profesyonel yardım almak büyük önem taşımaktadır.

Bununla beraber kendine yardım, kitapları, Mindoor App gibi kendine yardım uygulamaları bu süreçlerde sizlere yardımcı olabilir.